Kuru erik tatlısı

Image

Kuru meyve ve kuruyemişin her türlüsünü severim. Yabanmersininden kayısıya, hurmadan duta her türlüsünü severek yerim. Ancak genelde sabah kahvaltısında veya en fazla ara öğün olarak tüketirdim. Ha bir de hurma ile yaptığım bir aperatif vardı o kadar. Pastaya keke kullandığım yaban mersinleri dışında pek de yemeklerde kullanmazDIM.

Bu aralar, az şekerli veya tercihan şekersiz tatlılara dadandım. Bu tatlı da akabinde geldi. Hani “Evrene mesajımı gönderdim, A-aaa karşıma çıkıverdi” misali. 😀

Çok eski bir arkadaşım önce tarif etti. Kızının dahil olduğu bir “mutlu tanışma” yemeği için menü hazırlarken çıktı ortaya, o güzel gece için beraber yaptık. Sonra da ben ilk fırsatta denedim. Bu dileğimi neden daha önce evrene göndermemişim merak konusu. Çok şey kaçırmışım.

Ağır bir yemeğin üzerine hem kolay, hem lezzetli, hem havalı, hem hafif. Bir diğer güzel yanı da 1-2 gün önceden yapıp buzdolabında saklanıyor olması. Sosun içinde kaldıkça lezzeti artıyor sanki.

Bir laf vardır hani.

Güzel olan ne varsa hayatta

Ya sağlıksız

Ya kanunsuz

Ya ahlaksız

Bu hiç öyle değil valla. Çok da sağlıklı.

Devamı için tık / Press to read more

Fırın karnıbahar hem de acılı

Image

Bu aralar çok fazla kek-pasta gidince, herkes yapıp yapıp nasıl zayıf kalıyorsun dedi. Hahahah, ben yemiyorum ki, yapıp yediriyorum. İşin sırrı burada işte. Bu zaman içinde de bir kaç tarif denedim. Yazmak kısmet olmadı, şimdi yazayım dedim. Bunlardan bir tanesi karnabahar tarifi. Ben sevdim, hatta bayıldım. İlk yaptığımda bir küçük karnabaharı yuttum resmen. İkinci yaptığımda o kadar açtım ki,  tam da pişmeden 2-3 tane yedim. Fırından erken çıkarmışım. Oğluş hatırlattı. : “Karnabahar gaz yapar öğle zamanı” 🙂 Tepsi tekrardan fırına girdi. İyice pişti

Bakalım siz de sevecek misiniz?

Önce ilk beyaz sosumuzu yapalım.

  • 1 bardak kadar yoğurt
  • 2 yemek kaşığı tepeleme un
  • sarmısak tozu
  • tuz
  • karabiber

Bu malzemelerin hepsini güzelce karıştırın. Derin bir kap kullanın.

Karnabaharı çiçek çiçek ayırın. Her biri bir lokma olacak kadar minik olsun. sonra sosun içine atın, her tarafı bulansın.

15-20 dakika 180 derece fırında pişirin. Bu arada ikinci sosu hazırlayın.

  • ince toz acı biber (tatlısını veya daha yoğun bir tat istiyorsanız tütsülenmiş paprika da kullanabilirsiniz)
  • 1 çorba kaşığı bal
  • 1 çorba kaşığı sirke
  • acısso  sos 2-3 damla (tabasco sos demiyorum, onda hafif bir ekşilik var)
  • zeytinyağı
  • 1 çorba kaşığı biber salçası

Burada önemli olan SİZİN ağız tadınız. Sirke ve bal tadı keskinleştirmeye yarıyor. Acısını da istediğiniz gibi ayarlayın. Karnabahar nispeten hafif bir tat olduğu için bol baharat kaldırıyor.

üzeri hafifçe kızarmaya başladığı zaman çıkarın, ikinci sosa bulayın. Bulayın dediğim, tepsiden kaseye, sonra tekrar tepsiye yapmak zor olabilir, o durumda çiçeklerin üzerine kaşık kaşık bu sostan dökebilirsiniz.

Tekrar fırına atın. Üzeri kızarana kadar 10 dakika gibi, fırınlayın. yanında incecik dereotlu yoğurt sos ile servis yapın.

İyice yumuşayan karnabaharları baharatlı baharatlı, acılı acılı yoğurt sosa bulayıp yemek çok güzel!!!!

Afiyet şeker olsun!

Pain d’epice… Baharatlı ekmek… veya gingerbread in ağa babası

Image

pain depiceYılbaşı yaklaşırken denenen belli tarifler vardır hani. Yılbaşı davet sofrası için şöyle hindili, dolmalı yeni tarifler, veya hediye olarak dağıtmak üzere yeni kurabiyeler, süslemeler, pastalar. Ne kadar klasik de olsa, her yerde binlerce, cidden ama binlerce gingerbread tarifi bulabilirsiniz. İşin püf noktası baharat karışımıdır oysa. A tabii yenecekse. Çoğu insan da, bu kurabiyeyi yapar, şekilli kalıplarla keser, cici cici boyar, uzun emek harcar, şeker hamuru ile kaplar sonra ağaç süsü yapar veya çocuklara hediye olarak dağıtır. Çocuklar zencefilin keskin kokusunu ise bu enfes baharat karışımını nadiren sever.  Ama işte hayat! Yediklerine dikkat etmeye başladığın zaman, damak tadın daha gelişir, ya da tam tersi. Damak tadın geliştikçe yediklerine dikkat etmek zorunda kalırsın.

Devamı için tık / Press to read more

Limonlu ve kakuleli muffin 21 adet, 97 kalori

Image

Eskiden, çalışırken, alışverişimin çoğunu internet üzerinden yapardım. Giyimden, markete, sebzeden meyvaya, hediyeye aklınıza ne gelirse artık. Şimdi eski alışkanlık işte, hala internet üzerinden alışverişi çok kullanıyorum. Hele hele üreticiden direk satışlara bayılıyorum. Bakınız www.iodes.com veya www.portakalbahcem.com. Ne alaka di mi? Birisi en kaliteli 100% ipek eşarplar yapıyor, bir diğeri Finike’deki bahçesinden portakal, nar, mandalina gönderiyor. Ama her ikisi de son derece özenli, müşteriyi özel hissettiriyor.

limonlu muffinGeçenlerde, Portakalbahçem’in mektubunda, meyer limonların başladığı haberi vardı. Offff o harika renkleri ve baştan çıkarıcı kokuları ile! Dayanamadım aldım tabii. Salataya kullanmaya kıyamıyorum, ama yine de kullanıyorum. Arkadan hafif bir portakal mı desem, mandalina mı desem yumuşak koku geliyor, önde keskin limon. Nasıl aromalı anlatamam. E alınca bu kadın rahat duramaz tabii.

Rejimde olmama rağmen dayanamadım. Başladım tariflere bakmaya. Evde “yiyici”  sadece ben değilim tabii. İçinde çikolata yoksa yemeyen bir oğluş var evde. Dolayısıyla, aşure mevsimi bu iş için en uygun dönem. Aklınızı iyice karıştırdım di mi 😀 Şimdi şöyle: Diyetisyenin listesine uyduğum için bu muffinler her ne kadar 81 kalori olsa bile, bana yasak. Gerçi dur bir dakika, Yekbu ile konuşmam lazım, belki bişiyler yaparız? Eh oğluş da yemeyeceğine göre, yakında da misafir yok. O durumda nasıl yapayım? Elim kolum bağlı. Derken, kapılar çalıp aşure kaseleri geldi. 😀 Eh aşure ile değil, ama 3-4 muffin ile doldurup göndermemde sakınca yok herhalde. Canım aşureyi ben yemiyorum! Yiyen var. 😀

Neyse uzun lafın kısası, yapmaya niyet edince, yedirecek birileri bulunur !

Devamı için tık / Press to read more

Enerji veya protein topları

Image

Yeni bir dönem başlıyor. Kaç yaşına gelirsek gelelim, eylül ayı, daha doğrusu okulların başlaması, yeni bir dönemdir. Eh tatil ve tembellik ayları bitiyor, çalışma, üretme dönemi başlıyor.

Buna da hüzün eşlik ediyor. Daha ağustosun son haftasında bir ortalık karışır, havalar bir serinler ya. Bende de hüzün o zaman başlar. Yok yalan söylemeyeyim. Manavda, pazarda ilk üzüm ve inciri gördüğümde yazın bittiğini, bitmekte olduğunu, biteyazdığını anlarım. İçim bir katılır önce. K, aslında bu iki meyvenin de hastasıyım. Sonra ağustos sonu, eylül başı, havalar kapayıp da ilk yağmur düştüğü zaman, ışık bir anda değişir. Güneş daha bir sarı parlamaya başlar, ve hatta sarı yapraklar görülür. Ağaçlara vuran ışık, denize vuran ışık hep daha sarıdır artık.

protein topuNeyse sizin de içinizi karartmadan mutfağa dönelim. Ne demiştik, yeni bir dönem başlıyor. Yazı tembel teneke şeklinde geçirdikten sonra, okullar da başlayınca, ben de çalışmaya başladım. Uzun tam tamına 12 haftalık bir spor protein kas döneminden çıkan oğluşa yine aynı tempo ve gazla proteinli kahvaltılar hazırlamak lazım. Dedim ve başladım.

Devamı için tık / Press to read more

Girit dolması (?) ama vejateryen

Image

Tam uydurdum ismi. Aynı yemeği uydurduğum gibi.

Bu yemeği 6-7 senedir zaman zaman yaparım. Ama nereden uydurduğumu kesinlikle hatırlamıyorum. O derece eski yani.

Sebzeleri doldurma ve fırınlama işini hep severim. Etle veya sebzeyle doldurup  sonra da fırınlarım. Artık soğanla mı dolar, kıymayla mı bilmem. Bu sefer ki, daha da farklı. Mantarlı bir içle doldu.

girit kabağı Devamı için tık / Press to read more

Route de vin hatırası…. Tarte flambee

Image

IMG_3698Route de Vin…. Bir grup arkadaşım 2015’te bu turu yapıp da fotoğraflarını paylaştığından beri, yolculuk aklıma düştü. En doğru mevsim ne zamandır, nerelere uğramak lazım, nereden uçulacak vs hepsini planlayıp durdum, sonrasında nihayet zamanı geldi. Baden-Baden’e uçup oradan Strazburg’a geçtik. Araba kiralayıp Colmar’a kadar devam ettik. Muhteşem köylerden geçtik, harika yemekler yedik, çok güzel anılarla döndük.

Bütün gezilerde, bana kalan renkler, kokular ve tadlardır. Hep lokal, otantik lezzetleri denemeye gayret ederim. Gözüm hep menülerdedir, hep bunu evde de yapabilir miyim diye kıvranır dururum. Bu seyahatte, yanımdaki arkadaşım da en az benim kadar mutfağa meraklı olduğundan, işin bu kısmı daha de zengin oldu.

Devamı için tık / Press to read more

Vişneli CLAFOUTİ

Image

Hani vişne likörü veya vişnotka yapmıştım ya, geriye de bol bol vişne kalmıştı ya. İşte o vişneleri kullanmak lazım… Bu kadın rahat durur mu? Evdeki rejimdeymiş, karbonhidrat yemiyormuş ne gam? Ben yapayım da, deneyeyim, hem vişneleri kullanmış olurum, hem yeni bir tarif denemiş olurum dedim.

clafoutiAslında bu tarifi yıllar yıllar önce bir arkadaşımıza pikniğe giderken yapmıştım. Tam yaz tatlısı, hem hafif, hem lezzetli, hem kolay. Ancak gel gör ki, tarif yapıldı, denendi, beğenildi, hop çöpe! Klasik hareketim… Tarifi bulamadım. 🙁 Eh ne yaparsın, oturur tekrar tarifleri tararsın, hepsini karşılaştırırsın, en aklına yatanla oynarsın…

Klafuti, kulağıma her ne kadar yunanca gibi çalsa da, bir fransız tatlısı. Fransiz banliyösünde, çiftlik evlerinde yapılan çok eski bir tarif. Fakir tatlısı gibi.

Devamı için tık / Press to read more

Taze bakla çorbası

Image

Çocukken, bakladan hiç haz etmezdim. O tüylü yüzeyi, bir de çoğunlukla kılçıklı olması canımı çok sıkardı. Evet, fava her zaman sevimli geldi bana o kaymak gibi dokusu, ne ekşi, ne tuzlu ama çok hoş rayihası, tabii fava ile gelen kalabalık, gürültülü, muhabbetli sofralar.

Yemekleri bize sevdiren hatıraları da değil midir? Ben oldum olası, kalabalık, muhabbetli, gürültülü sofraları sevmişimdir. Herkesin bir arada yeyip güldüğü, ağırlamak için özel bir özen gösterilen, önceden hazırlık yapılan, misafir sofralarını. Fava da bu sofraların müdavimi ydi. Tıpkı taramanın olduğu gibi. O yüzden favayı severim, ama kılçıklı tüylü baklayı sevmem. Canım, tabii ki bütün baklalar kılçıklı tüylü olmaz ama işte. Bendeki intibası bu. 🙂

iç baklaBaharın bence en güzel sebzeleridir. Enginar, eşlikçisi bezelye ve bakla. Enginar ve bezelye bütün kış devam eder de, bakla kaçar bir yerden sonra. Hala “mevsimi” olan sebzelerden biridir kısacası. Kaçırdınız mı, artık kurusuna kalırsınız. Renksiz, illa ıslatmak gereken kuru baklaya. Hazır tazesini yakalamışken, ben hem enginarımı baklalı yaptım, hem de çorbasını denedim.

Devamı için tık / Press to read more

En bir diyet kurabiye 24 adet sadece 33 kaloricik

Image

Bu kurabiyeyi Karatay tarzı beslenmeye gönül vermiş bir kuzenim anlatmıştı. Doğruya doğru, baştan biraz kuşkuyla yaklaştım. Ne şeker, ne un, ne yulaf? Nasıl kurabiye olacak diye.. Ama merak bünyeye girince deneyeyim dedim.

IMG_2722

Tabii tarifi can kulağı ile dinlemediğim için, aklımda kaldığı kadarıyla yaptım. Yani telefon kadar yakın, neden telefon edip sormadım bilmiyorum. Hafızama güvenmek mi? Maceracı yanım mı bilmiyorum. Neyse, sonuçta aklımda kaldığı kadar yaptım, 2 defa hem de.

 

 

 

 

 

Her ikisi de “kendince” güzIMG_2899el oldu. Birisi nazik mi nazik, şöyle sıkı sıkı kavrayamayacağınız, bulut gibi dağılan, ama yemesi de bir o kadar hafif;
bir diğeri, sadece kuru meyvaların göründüğü, mucizevi bir kuruyemiş topçuğu.

 

Kuruyemişi fotoğraflamak ne kadar zormuş, bunu da anlamış oldum bu vesile ile 🙂 İçindeki kuru vişnelerin, gün kurusu kayısıların esmer renkleri fotoğraflarda pek de iyi çıkmadı.

Devamı için tık / Press to read more

Karnabahar köftecikleri 24 adet 25 kal.

Image

Merak ve ilgi sebebiyle, çok çok farklı kaynaklardan tarif, yeni yemekler, fotolar takip ediyorum. Bunların içinde olmadık enteresan sunumlar da çıkıyor, artık benim için eskimiş ve bıkkınlık getirmiş tarifler de. Bakınız elmalı güller. Bu sene, karnabahar tarifleri karşıma çok çıktı. Pizzası, ekmeği, kızartması, köftesi. Sonunda köftesini denedim.

karnabahar köftesiİtiraf zamanı, ben çorbasını çok severim. Bol sütlü yaptığım zaman, oğluşa da süt çorbası diye içirmişliğim var. Ancak kızartma ile uğraşmak istemedim, annemin köftesi çok uzun ve zahmetliydi, ama internette önüme çıkan bu köftecikler, tam da benim sevdiğim gibi, muffin kalıplarında pişmesi  ve son derece de kolay hazırlanmasıyla çok cazipti.

Devamı için tık / Press to read more

Komik kek 24 kare, 21 kalori

Image

Evet, bu komik bir kek. Kekin komiği nasıl olur demeyin, okuyun, anlatıcam..

Bir kere, keki yapmadan önce karşıma çıkan fotoğrafları ve tarifleri birbirine çok benzese de, ben biraz değiştirmek istedim. İlk yaptığımın şeker miktarı bana yetmedi. Düşünün. (İlk yaptığımda çikolatalısını denedim, ondan olabilir mi bilemedim) Biraz şeker miktarını artırdım. Pişirme süresi ciddi farklı oldu. Bayağı bir macera yaşadım yani.

magic cakeKek komik, çünkü hani bizim bir ara pek moda olan krem karamelli kek gibi, okurken, “hadi canım”, “o kadar süt fazla değil mi?”  tadında tereddütler yaratan bir tarifti. Ancak 3-4 ayrı blog’dan okuyup bir iki de tercüme yaptıktan sonra ikna oldum. Sonra da oynamaya başladım. İki ileri bir geri. Bu sonuncu hali. 😉 Umarım beğenirsiniz.

Malzemelerle başlayalım mı?

Devamı için tık / Press to read more

Ala Balık Çorbası

Image

Bayılırım! Evde yemek olmasa da çorba olmalı mutlaka. Ne demişler;

Kana kuvvet

Göze fer

Batna ciladır

Çorba

balık çorbası

Hatta hatta, aylarca balık olmasın, ama balık çorbası mutlaka olsun. O sebzeli, bazen kremalı, bazen levrekli bazen somonlu artık Allah ne verdiyse çorbası!  Evet, benim balık çorbam biraz karışık. Tarifini ilk okuyan bir okurum, “Yahu bu sebze çorbasına döndü ?!” demişti. 😀

Devamı için tık / Press to read more

ŞİFA Çorbası

Image

IMG_1814Malum havalar soğuk, burnu akan, tıksıran çok. Herkeste bir domuz gribi korkusu. Grip kendisi yeterince korkutucu değilmiş gibi, herkes bir domuz giribine yapıştı kaldı. Bu durumda, en güzeli en lezzetlisi ŞİFA ÇORBASI.

Bol sebze, zencefil, tavuk suyu, azıcık da kırmızı mercimek. İşte bu kadar.

Devamı için tık / Press to read more

Ispanak rulosu 137 kalori / 12 dilim

Image

ıspanak ruloYuvarlamaya devam 😀

Benim gibi yemeğe meraklı bir arkadaşım, bir yemek kitabı verdi. Tabii buna kitap demek ayıp. Kendisi bir tuğla, 3 fasikül Meydan Larousse’u yanyana getirin ah işte o kadar. Öyle ayakta karıştırmak falan hayal, unutun. Oturacaksın, kitabı da kucağına alacaksın ancak öyle 🙂 Bir yerden sonra zaten bacaklarda uyuşma başlayabilir.

Şaka bir yana bu deniz-derya kitabın içinde kayboldum. Bu kitabı başka bir arkadaşımın kafesine yeni tarifler bulmak için altüst ettiğimizde, bu tarifle karşılaştım. Hem cafe mutfağında hazırlanabilecek, hem de hafif ve lezzetli alternatifler arıyorduk. Kitapta, pek çok tarif var, hepsi resimli. Ancak kitap yabancı olunca, bazı malzemeleri bulmak zor oluyor. Bazı tarifler cafe mutfağına veya bizim ağız tadımıza uygun değil. Tarifleri de biraz bilenlere göre, pek detaya girmeden yazmışlar. Ama neyse ki, biraz hayal gücü, biraz tecrübe işi kotardım. Ah tabii, yüce google sayesinde başka sitelerden başka tarifler de karıştırdım. Sonuç ortaya çıktı.

Buyurunuz, ölçülüp biçilmiş, denenmiş tarife.

Devamı için tık / Press to read more

Tavuk paçası 558 kalori

Image

tavukpaçası

Yemek işlerine, tariflere ne kadar meraklı olduğumu bilen çok çok sevdiğim bir arkadaşım, kocaman bir kitap hediye etti. İki kocaman ciltten oluşan, rahmetli Tuğrul Şavkay”ın “Halk Mutfağımız” kitabı. İçindeki yemeklere bakınca, çoğu bildiğim, nostaljik, annemin ve ailenin diğer kadınlarının sık yaptığı neredeyse kaybolmuş lezzetlerdi. BA-YIL-DIM! Tiritten, paparaya, mafişten kalbura bastıya pek çok tarif var. Yok, yok, Julia Child usulü hepsini teker teker deneme gibi bir niyetim yok. Ama zaman zaman başvuracağım kesin.

IMG_0081Takip edebildiniz mi bilmiyorum, bu aralar Karatay diyetine sardım. Çok katı olduğu yerler var (akşam 20:00’den sonra yemek zinhar yasak. E peki arkadaşlarla yemeğe gidince ne yapılacak ?) , bir yaşam şekli olarak beni çok kısıtlar ve zorlar gibi geliyor.  Şimdilik uygulamaya çalışıyorum. Bünyeme de iyi geldiğini söyleyebilirim. Bir kere aç kalmıyorsun, gözün doyuyor. Yasakları öğrendikçe kendine yeni menüler, yeni yemekler yaratabiliyorsun. Genel kural olarak, bol protein, düşük glisemik indeks deyince zaten yuvarlanıp gidiyorsun.

Devamı için tık / Press to read more

Chia’lı ve çikolatalı masum bardacık 8 bardacık / 69 kalori

Image

Chia’dan devam edelim mi?

Yararlarını okudukça sarıyorum. Bir de öyle deneyeyim, bir de bu varmış, gırla gidiyor. Mutfak maceraları sonsuz. Eğlenceye açık, yaratıcılığı gıdıklıyor. Tamam, “macera” olduğu için bazen istenmeyen (?) sonuçlar da çıkıyor tabii. Hani valide sultanın “hmmm enteresan olmuş” dediği cinsten. Bazen de ben çok beğensem de, oğluş “böğk” diyor bütün içtenliği ve samimiyeti ile. 😀 Ama taaa en başta, ilk gün söz verdiğim gibi, kendim beğenmezsem yazmıyorum. Orası kesin.

Şimdi, bendeniz hala chia’nın kıvam artırıcı özelliğine takılmış bir mutfak maceraperesti olarak, bir puding denemeliyim dedim. Şekersiz veya hadi minimum şeker ile ne yapabilirim diye araştırmalara başladım. Önce kakao ile olan tamamen çiğden yapılan (hiç bir evresinde ateş yüzü görmüyor) bir puding denedim. Tad konusunda fenaydı, mecburen bal ekledim. Çiğ kakao kokusu bana garip geldiği için es geçtim. Sonra, esas amacımızın şekersiz veya minimum şeker ile denemek olduğunu kendime hatırlattım. Tarif mutfakta oluştu. 😀

chialı puding

Öncelikle, chia – sıvı oranı olarak 350 ml sıvıya, 1/3 cup chia tohumu ekledim. (55 gr yani). Ama kıvam olarak sanki daha az bile koyulabilir gibi dedim, ve 1/4 cup (35 gr) chia ile kotardım işi. Ben biraz daha sıvı sevdim sanırım.

Devamı için tık / Press to read more

Şekersiz reçel denemeleri

Image

chialı reçel
Yaz meyvaları ile yulaflı kahvaltılarımı veya ypğurtlu ara öğünlerimi öyle çok seviyorum ki, kışın gelmesi kabusum oldu. Yumuşacık güneş tadında şeftaliler, kıpkırmızı mis kokulu çilekler, hele hele son aldığım yabanmersini. Her bir meyvayı neredeyse koklaya koklaya yiyorum. Kokularını içime çeke çeke, damağımda eze eze. Bu kokuları ve tatları kışa saklamanın tek yolu reçel yapmak mıdır? Neredeyse 1-e-1 şekere boğup pişirmek şart mıdır?

Hayır 😀

Şekerin ne kadar zararlı (hatta çağımızın yasal uyuşturucusu diyorum ben) olduğunu hepimiz biliyoruz. (Bakmayın böyle diyorum, ama ben de uzak duramıyorum 🙁 ) Hani 2-3 sene önceye kadar, fruktoz masumdu, artık doktorlar onu bile büyütrç altına aldı, aman dikkatli tüketin diyorlar. Karatay günde 1 porsiyonu geçmeyin derken, hani neredeyse sakın yemeyin diyecekler. Tamam, herşeyin çoğu zarar, hiç itirazım yok. Yulafı, yoğurdu lezzetlendirmek için daha sağlıklı birşey gelmiyor aklıma. Ya taze meyve, ya reçel. Birinden biri mutlaka olmalı.

Derken, reçel çok şekerli diyerek, alternatiflerine bakmaya başladım. Piyasadaki şekersiz reçelleri denedim, yerlisi yabancısı derken, en alası, St Dalfour öne çıktı. Hem kıvamı, hem kaybolmayan meyve tadı ve aroması gayet tatminkar. Şekerli tadını diğer yoğun meyvelerle sağladıklarını yazıyor arkasında. Dolayısıyla evet, beyaz şeker veya yapay şeker hiç yok, früktoz ise bolcana. Macera arıyorum ya, ben yapayım dedim.  Bundan sonrası, okuma, araştırma, öğrenme, deneme, eleme, yine deneme.

Sonunda chia ile yapılan tarifler daha “mantıklı” ve sağlıklı geldi. Pektin, jelatin, stevia, hepsi elendi. Chia’nın yararlarını okudukça daha çok içime sindi. Bir iki denemeyle lezzeti ve kıvamı yerinde bir reçele ulaştım.

chialı reçel

Devamı için tık / Press to read more

Patlıcan’ın 1001’inci yemeği 10 porsiyon 158 kalori

Image

Patlıcanın en güzel zamanı. Markette, pazarda, pırıl pırıl, simsiyah parlıyorlar. Gel de alma. Malum, türk mutfağında da bir dolu tarifi vardır. Eskiler ne der, 1000 çeşit yemeğini yapamayan kız evlenemezmiş. (Netten bir baktım da, kimisi 300 çeşit yemeği var diyor, kimisi 5000, e abartmanın sonu yok tabii) E ucuz sebze, sıcağı, soğuğu, mezesi, böreği, turşusu, reçeli derken o kadar yemek çıkar tabii.

ekşili patlıcan

Devamı için tık / Press to read more

Karabuğdaylı, kinoalı doyurucu salata

Image

Yaz mevsimi yaklaşırken salatalara, hafif yemeklere geçmek komik oluyor. Ya da daha ağırı, ikiyüzlülük diyelim. Sen kalk, bütün kış tatlılar, kekler, pastalar yap, fotoğrafla, paylaş, yedir, yaz gelip de hafif ve ince elbiseler gerekince, durumun vahametini anlayıp mutfağı değiştir. Yağsız, şekersiz, üç beyazdan uzak durmaya çalış, her yerden salata tarifi topla, neredeyse otla.

Şaka bir yana, marketler, manavlar, tezgahlar çıtır çıtır otlar ve sebzelerle doluyken işlem kolay. Rengarenk sebzeler, yeşilin en derini otlarla doldurun sepetinizi. keskin kokulu nane, tazecik dereotu, incecik taze soğanlar. Daha ne olsun.

greçka kinoa salatasıBu aralar yaptığım salataların çoğu benzer içerikli. Çıtır çıtır hıyar, sadece dörde bölünmüş şeker domates, bolca soğan, bolca ot. Tabii ki sos için deli karışımlar. Nar ekşisinden girip, hardaldan çıkan, zeytinyağından cömert, tuzundan pinti soslar. Bu sefer hazırladığım salata, hem doyurucu, hem karbonhidrat krizinizi dindirecek, ama düşük glisemik endeksi ile masum bir salata.

Ben greçkayı kinoaya tercih ediyorum. Daha yumuşak olduğu için, daha tembel işi bir yemek. Kinoayı sıcak suda bekletmek, bol bol ovalayarak yıkamak gerekiyor ya, tembelliğime geliyor ne yalan söyliyeyim. Ama bu salatada, ikisini birden kullanmak gerekiyor. Kinoanın çıtır çıtır dişe gelen yapısı, salataya ayrı bir lezzet katıyor. O yüzden, uğraştığınıza değiyor. Hem miktar o kadar kocaman oluyor ki, atın dolaba, sonra çıkarın çıkarın, soslayın, sebzelerini otlarını ekleyin yiyin bütün hafta neredeyse, öyle de bereketli hazret!

greçka kinoa salatası

Devamı için tık / Press to read more