Hani demiştik ya
Her Türk kadını, 100 çeşit patlıcan yemeği bilmeli.
İşte size yeni bir tane daha.. Hadi bu güzelliğimi unutmayın 😀
Mutfak maceraları, deneyleri, heyecanları, renkleri, tarifleri
Hani demiştik ya
Her Türk kadını, 100 çeşit patlıcan yemeği bilmeli.
İşte size yeni bir tane daha.. Hadi bu güzelliğimi unutmayın 😀
Bruscetta sevmeyen yoktur değil mi? Domates, sarmısak, fesleğen bunlar bir araya geldiğinde hayır diyebilecek kimse tanımıyorum. Biraz oynadım, evrdim, çevirdim, ekledim, çıkar(ma)dım. İşte benim sunumum.
Bruscetta, sonuçta, kızarmış ekmekle yapılan bir kanepe. Yemesi biraz dağınık, öyle fransız kanepeleri gibi derli toplu, milimetrik planlanmış değil. Daha basit, daha rahat, daha samimi. Yani benim için en azından bruscetta demek, arkadaş demek, kalabalık demek, samimi demek, kasmadan demek, lezzet demek.
Bu bruscetta’larda da benzeri oldu. Domatesi istediğiniz kadar minik kesin, üzerindeki malzemeyi istediğiniz kadar derli toplu yerleştirin, yerken dökülmezse olmamış demektir.
Misafir gelecek! İçki yanına birşeyler lazım. Çabuk hazırlanacak, çok da pahallı değil. Peynir tabağını dolduracak kadar çok peynir yok. E o zaman eldeki “az” peyniri değerlendirmek lazım.
Buyurun başlayalım.
Sert, tuzlu peynir ile muhteşem oluyor. Artık rakılık beyaz peynir ile mi yaparsınız (Doğruluk bu konuda başarılı), yoksa Mihaliç Tulum ile mi (Altınkılıç favorim), tuzu azaltılmış bir hellim mi, taze kaşar veya kaşkaval mı, ya da ithal bir sert peynir (Gouda?) orası size kalmış. Neden hepsi beraber olmasın?
Peynirlerimizi küp küp kesiyoruz. Lokmalık olacak, hepsi sarılacak, o yüzden boyları önemli bir konu. 1-1,5 cm lik küpler olur. Daha küçüğü eziyetli, daha büyüğü yerken ve sararken konforsuz.
Salatalıklarımızı seçerken, uzun, düzgün olanlardan seçmek daha doğru oluyor. Salatalık yerine kabak ile de denedim, o da başarılı oluyor. Bunları güzelce yıkayıp, kabak soyacağı ile SOYMADAN incecik dilimliyoruz. Çok çekirdekli kısımlarını kullanmamak lazım.
Sonrası kolay. Resim zaten kendini gösteriyor. Üzerini doğranmış dereotuna bulayabilirsiniz, veya peyniri öncesinde kırmızı toz bibere bulayabilirsiniz. Size kalmış.
Hazırladıktan sonra, buzdolabında saklayabilirsiniz, salatalıkların kurumaması için, streç film ile kaplamakta yarar var tabii. Misafir için çok güzel bir sunumu var.
Afiyet olsun!
Dolu dolu, güzel bir yemekten sonra, ağır bir tatlı olmuyor bazen. Daha hafif, daha küçük bir porsiyon gerekiyor. Şerbetli, çikolatalı, hamur işi bir tatlı yerine bu güzel bir alternatif olabilir. Ne tatlı, ne ekşi, hem tatlı hem ekşi. Limonlu krema.
Yapımı son derece basit, bir o kadar da lezzetli, hızlı ve pratik bir tatlı. Evdeki minik bardaklar içinde güzel ve şık bir sunum. Daha ne olsun.
Adetimdir, bir tarifi ilk denediğimde tarife sadık kalır, hiç bir değişiklik yapmam. Çıkan sonuca göre, daha sonraki denemelerimde (bu demektir ki repertuara girmeye hak kazandıysa) mutlaka bir iki küçük değişiklik yaparım. Bu tarifte de aynısı oldu: Parantez içinde italik yazdıklarım, benim eklediklerim, diğerleri tarifin orijinali. Hangisini isterseniz, onu deneyebilirsiniz.
Yazın, mangal yanında, misafir çağırınca, başka bir sebeple (bize sebep mi lazım?) focaccia en sevdiğim “yanlık”lardandır. Yanında bulabilirseniz pembe domates veya etlisinden Çanakkale domatesi ile, belki beyaz peynir veya burrata ile, yumuşak mozarella ile enfes oluyor. Peynir yoksa da, ekmek niyetine, çoban salatanın suyuna şamandıralayarak. Artık size kalmış.
Net üzerinde bir dolu tarif okuduktan sonra, kendi ölçülerimi yarattım. İşte aşağıda malzemeler, 2 saate yakın zaman aldığı için erken başlamakta, zamanınızı iyi ayarlamakta yarar var.
Karamelize soğanlı bonfileyi ailecek çok severiz. Basit, veya daha ağır (şık anlamında) iki ayrı sunumu vardır. Basit tarifinde, soğan, bonfile, karabiber ve maydanoz vardır, daha şık olanında, buna ilave olarak konyak ve krema.
Geçen akşam, oğluş isteyince yine (basit olanından) yaptık. Bu defa kendi tecrübelerine göre bir iki ilave istedi, kırmadım, açıkçası sonuç güzel oldu. Gurur duydum, hoşuma gitti, paylaşmak istedim.
Tarif son derece basit. Evet kokulu -maalesef, işin içinde soğan olunca- ama çok çok lezzetli. İşte püf noktalarıyla tarifi.