Viyana Kiflesi

Image

Vanilyalı, bol pudra şekerli, bir kurabiye. Un kurabiyesi gibi, ama değil. Hani un kurabiyesine en güzel alternatif diyelim. Valide Sultan’ın en eski yemek defterlerinde bile olan, ve temize çekilen her deftere de taşınan ünlü bir tarif.

Valide sultan’a sorduğum zaman, bunun onun ünlü vanilyalı ay kurabiyesi  olmadığını söylerdi. Ama denememiştim. Şimdi yine eski defterleri karıştırırken bu çıktı önüme, eh artık denemek şart oldu. İşte ancak o zaman farkettim ki, tarifin adı Viyana Kiflesiymiş, Vanilya kiflesi değil! İyi mi? Yıllarca ben vanilya kiflesi dedim, zarif annem de hiç düzeltmedi.

İnternette kifle veya Viyana Kiflesi diye araştırınca, HİÇ BİR ŞEY bulamadım.  Bu da bana inanılmaz geldi. En yakını kifli diye birkaç tarif vardı, ama onlar da, mayalı hamurdan yapılan bir tatlı çörek… Yok, neyse orijinale dönelim dedim, eski ama en eski defteri açtım. Hani bana ilk verdiği, üzerinde hala kızlık soyadı yazan (belli ki nişanlıyken yazmaya başlamış) defteri.

Şimdi dedikodu zamanı; defterde pek çok tarif var. Ama belli ki hiç denenmemiş, sadece kopyalanmış bir yerlerden. Gramajlar 280 gr gibi, valide sultanın hep hiç yapmadığını söylediği mayalı tarifler de gırla 🙂 Hele bazı tarifler çok anlaşılmaz. Tam gençkız defteri yani. Hevesli, ama tecrübesiz

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haydi dönelim tarife.

Devamı için tık / Press to read more

Un kurabiyesi

Image

Valide hanımın mutfak becerilerini bütün çevremiz bilir. “Bazı” damatlar mayonezli kırlangıcını anlatır, “bazı” damatlar sosisli krebini. Ama herkesin ve herkesin ilk aklına gelen eminim ki, bademli ay kurabiyeleridir.

un kurabiyesiBu kurabiyeler üzerine efsaneler geliştirilmiştir. Kalıpla mı kesildi, elle mi şekillendirildi, çay sofralarında çok dedikodusu yapılmıştır. Kimisi kesinlikle kalıpla yapıldığına inanır, hepsinin aynı elden bu kadar düzgün çıkabilmiş olmasını kabul etmez. İnci hanım istediği kadar anlatsın, uzun uzun açıklasın, imkanı yok inanmazlar.

Çevremizde müptelaları oluştu zamanla. Un kurabiyesi, ama içinde azıcık da çekilmiş badem olunca, hafif kıtırlıklar ağıza gelince efsane olmasına şaşırmamalı. Hani daha önce yazmıştım ya, “Ayşe teyzenin böreği”, “Fatoş teyzenin zeytinlisi” diye, işte bu tarifin de,  “İncinin un kurabiyesi” diye pek çok 60-80 dönemi yemek defterlerinde yerini aldığına eminim.

Valide hanım, bu kurabiyeleri o kadar muntazam ve zamanla minnoklaşan şekilde yaptı ki, ben bu yaşıma geldim, denemeye cesaret edemedim. Ancak şimdi, dışarıda kar kış kıyamet, zamanı geldi. Tarifi annemden almak zaten biraz zor oldu. Fırın ısısı, hamurun beklemesi, içindeki badem miktarı, o kadar otomatiğe bağlamış ki, zar zor hatırladı hepsini. Ağzından kerpetenle çektim desem yeridir.

Devamı için tık / Press to read more