Bu sabah, yürüyüş dönüşü Arnavutköy pazarına uğradık. Pazara gitmeyeli yıllar olmuştu ve açıkçası kendimi tutamayıp küfe küfe sebze alırsam diye kendimden ciddi korkuyordum. Neyse korktuğum olmadı. Az bir “hasarla” atlattım günü.
Şaka bir yana, mevsimin son çileklerini görünce, dayanamadım, bir kilo kaptım geldim. Çilekler öyle “son dakika” çilekleriydi ki, elinize aldığınızda, kendilerini bırakmaya hazırdılar. Parmaklarınızın arasında eriyiveriyorlardı. Ama olsun, hemen kullanacak olduktan sonra, son dakikaları olması sorun yaratmaz. Zaten bana lazım olan, renkleri, kokuları.
Eve gelince yıkandılar, süzüldüler. Mutfağımı kokuttular, birkaç tanesi yine daha reçeteye giremeden hüpletildiler. Orası ezik, ay bu pek minikmiş derken 3-5 yedim, yuttum. Geri
kalanı ne mi oldu?
Asss sonra….
Kocaman ağzı sıkı kapanan kavanozumu aldım. Çilekleri daha fazla hırpalamadan içine doldurdum. Üzerine 5 tepeleme çorba kaşığı tozşeker koydum.
Sonra da, daha önce aldığım, Smirnoff votkamı koydum. Ne kadar? Çileklerin üzerine çıkana kadar.. 700-750ml kadar kullandım. Smirnoff Ancak çok acı olmayan, baskın bir tadı olmayan votka kullanmanızı tavsiye ederim.
Tarifteki şeker miktarı zevkinize kalmış. İsterseniz hiç koymayın, sadece çileklerin kokusu ve rengi ile, sert olsun. İsterseniz çoğaltın, liköre benzesin iyice. 5 çorba kaşığı ile yaptığınız zaman, çok tatlı olmayan, ama içerken de yağ gibi kayan bir “şey” oluyor.
Şimdi ne mi olacak? Hep beraber bekleyeceğiz! 😀
Kaç gün? Du bakali !
Ah, bu arada unutuyordum az daha, hikayesini okumak isterseniz, kitapta var… Deniz’in çilekli votkası olarak. 🙂 Sayfa 89.
Afiyet olsun, iyi eğlenceler.
Yafu hiç bir ek katkı yok, aroma yok.. Sadece çilek, votka ve şeker nasıl olur ki dedim ama Pelin’in tarifi olunca vardır bu işte bir iş dedim ve sıvadım kolları ve çilekleri kavanozladım… Ne mi oldu???? Muhteşem çilek aromalı çilek likörüm… Sağolasın Pelincan :-))) İçmeye beklerim
Yaşasın! Denemene sevindim. Keyifle, bol muhabbetle tükenir dilerim.
başarılı bir ortam olacağından eminim; takipteyim 🙂 <3