Annem, yaşamak için yiyenlerdendir. Kendi başına bıraksanız, sadece nefsini köreltecek kadar yer, yemek bile yapmaz belki. Oysa ben, her zaman olmasa bile, doğru düzgün, mutlaka lezzetli birşeyler yemeliyim. Öyle sofralar kurmam belki, ama tepside bile yesem, illa enteresan olmalı, illa yaratıcı olmalı yediklerim. Tabii her zaman bu kadar hevesli ve yaratıcı olamıyor insan, ancak son günlerde yine bir heyecan var içimde. Bugün akşam öğünü de öyle oldu.
Sabah yoğun bir spor seansından sonra, günü de hafif geçirmenin verdiği vicdan rahatlığı ile, gönlümce bir salata hazırladım. Spor dönüşü, marketten aldığım semizotuna, klasik olarak karaşimşek eşlik edecekti Keçi peynirli semizotu salatası olacaktı. Hatta bütün malzemelerini de aldım. Ama sonra şeytan dürttü. Maceracı ruhum kaşındı.
Semizotunu çok ciddi yıkamam gerekti. Maalesef neredeyse tarlayı da beraber sökmüşler, çamur topaklarını ayıklamam ciddi uzun sürdü. Bu arada, diğer malzemeleri mutfak tezgahının üzerine dizdim. Bünye protein-protein diye inliyordu, malzemeler de ister istemez ona göre oldu.
- 100 gr Somon füme
- 2 yumurta
- 1 avuç ince kıyılmış ceviz
- parmesan usulü incecik yapraklanmış eski kaşar
- Bir tutam keten tohumu
- tuz, karabiber
- Sos için de spreyle azıcık zeytinyağı ve bir iki damla balzamik sirke
Aldığım semizotu demeti, ciddi küçüktü. Her bir sapı da ciddi çıtır, ve hatta belki de fazla gençti. Hepsini yıkayıp temizledim, sularını iyice süzdüm, kuruttum. Yayvan bir tabağa güzelce serdim hepsini.
Üzerine somon fümeyi güzelce döşedim. Sonra yumurtaları poşeledim.
Poşelemek deyince, aslında çılbır yaptım demek belki daha iyi açıklayacaktır. Annem, çılbır yaparken, kaynayan suya 2-3 yemek kaşığı sirke eklerdi, çılbır olduğu zaman mutfağı keskin bir sirke kokusu sarardı dolayısıyla. Ben sirke kısmını es geçtim. Suyu güzelce kaynattım, (ne demekse :)) tuzunu ekledim, sonra ortasına mini bir girdap yapıp, yumurtayı içine kırdım. Daha önceden bu ipucunu bilmediğim için, yuurtalarım salkım saçak pişerdi, görüntüsü pek şık olmazdı. Ama bu girdap işine girdikten sonra, her yumurta mum gibi şekilli pişiyor, sunumu da şık oluyor.
Yumurtaların beyazı pişince, ama sarısı daha yumuşakken, delikli kepçe ile süzüp somonların üzerine aldım.
Cevizleri incecik kırdım, elimle. Keten tohumu serptim, taze çekilmiş karabiber, biraz deniztuzu, azıcık ucundan balzamik sirke ve spreyle zeytinyağı.
😀 Biliyorum, biliyorum bu kadar tatlıdan sonra bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyorsunuz. Ama yaz geliyor, biraz hafiflememiz lazım değil mi? (deyip, yeni tatlı tarifleri üzerinde çalışıyorum) Çok muzırım değil mi?