Soya sosu mutfağımıza ilk girdiği günden beri, ya süt ya da bal ile beraber kullanırım. Soya sosunun o tuzunu bastırdığına ve daha da lezzet kattığına inanıyorum. Evde, oğluş bu yemeği ballı tavuk diye seviyor, ve zaman zaman özel istek yapıyor. Canım, öyle peçeteye yazıp da mutfağa falan bırakmıyor tabii, ama talep geliyor. Ki, bu oğluşu tanıyan herkes için ne büyük bir sürprizdir…
Yemeğe, mutfağa, mutfak macerasına bu kadar meraklı bir annenin, bu kadar iştahsız bir oğlu olur ancak. Sülale geniş, insanlar cins cins, her sülalede olduğu gibi, bizde de yemek için yaşayanlar ve yaşamak için yiyenler var. Baba tarafım ne kadar “bir barbunya pişirmişim”, “pazara bir pırasalar gelmiş”, “ellerine sağlık”, “a biraz daha n’oolur”, “bak arkandan ağlar”, “Allah aşkına bir kaşık daha” ise, anne tarafı o kadar “kafi”, “yeter”, “ay ben almiim”, “ben çok yedim”, “tuzu mu az bunun?” bir aile.. Ben iki arada bir derede, baba tarafıma çekmişim herhalde. Taşı, pişir, ye, yedir. Neyse, ben baba tarafına çekmişim de, oğluş tam anne tarafı. Nefsini köreltecek kadar yiyen, gram ve kalori sayan bir oğlum var. Amma dedikodu yaptım di mi. 🙂 Haydi lafı bırakalım da tarife geçelim.
Aslında bu yemeğin tarifini vermek ayıp. Sizin gibi tecrübeli ve akıllı mutfak meraklıları daha fotoya bakıp şıp diye anlamıştır 🙂 Ya, hani ben başlamışken yazayım. Bunun iki alternatif sunum / pişirme yöntemi var. Bu ilkinin fotoğraflanmış hali. Diğerinin fotoğrafları için beklemek gerekecek 🙂
- 12 veya 10 luk kemiksiz kalça şiş
- 250 cc soya sosu
- 2 çorba kaşığı bal
Dikkat, tuz, karabiber veya başka herhangi bir baharat gerekmiyor.
Derin, buzdolabına girecek ve bütün malzemeyi alabilecek kapaklı bir kabın içinde soya sosu ve balı iyice karıştırın. Bal erisin iyice. Sonra buna tavuk butlarını koyun, ve her taraflarının bulandığından emin olun. Güzelce karıştırın.
Fotoğraf pek iştah açıcı değil, kabul ediyorum, ama soya sosu miktarını anlamanız için koyuyorum. Eğer yukarıda verdiğim miktar yetmedi ise, biraz daha soya sosu ekleyebilirsiniz.
Şimdi bu kabı buzdolabına bırakın, unutun. Ben genelde sabahtan yapıyorum, akşam 18:00 gibi yemek hazırlığına başladığım zaman çıkarıyorum. Biraz oda sıcaklığına gelmesini bekliyorum, sonra bütün sosu ile beraber çelik tencereye koyup, çok karıştırmadan, pişiriyorum.
Pişerken tencerenin kapağını kapalı tutarsanız, ilave su koymaya pek gerek kalmıyor. Ama tabii kontrol edin, dibi tutmasın, çorba gibi de olmasın.
Kalça şiş kullandığınız zaman, şekilleri de pek bozulmuyor, servis yaparken yine top top tabağa alabiliyorsunuz. Yanına bol göbek veya marul salatası, tabii bir de garnitürlü beyaz pilav çok yakışıyor.
Bu yemeği başka bir şekilde daha pişiriyorum demiştim ya, burada çabucak anlatayım, ayam yaptığım zaman mutlaka fotoğraflayıp paylaşacağım, söz!
Bu yemek için, “parçalanacak” bir tavuk lazım. O yüzden, kalça şiş yerine kuşbaşı alıyorum. Pişirirken de sürekli karıştırıyorum. Uzun süre soya sosunda “pişen” tavuk, tencerede pişerken lif lif dağılıyor zaten. İşte bu tam da istediğimiz şekil. Sonra ne mi yapıyoruz? O lif lif olan tavukları derin bir servis tabağına alıyoruz. Üzerini düzeltiyoruz. Eğer biraz sosundan kaldıysa, onu da kaşık kaşık üzerine ekliyoruz ki çok kuru olmasın.
Sonra bir bağ dereotu ve bir bağ taze soğanı incecik incecik doğruyoruz. Ve her tarafını kaplıyoruz. Böylece yemyeşil bir tabak hazırlamış oluyoruz. Masada misafirleri beklerken de, servis yaparken de kokusuyla, lezzetiyle iştah açan bir yemek. Misafirlerinizden övgü alacağınız kesin! Koltuklarınız kabaracak. “Ay şekerim, valla çok kolay” “A hiç yorulmadım, ne olacak iki dakika” gibi cümleciklerinizi hazır etseniz iyi olur 🙂
Söz verdim, en kısa zamanda bunu da fotoğraflayıp paylaşıcam.
Afiyet şeker olsun.