Benim gibi yemeğe meraklı bir arkadaşım, bir yemek kitabı verdi. Tabii buna kitap demek ayıp. Kendisi bir tuğla, 3 fasikül Meydan Larousse’u yanyana getirin ah işte o kadar. Öyle ayakta karıştırmak falan hayal, unutun. Oturacaksın, kitabı da kucağına alacaksın ancak öyle 🙂 Bir yerden sonra zaten bacaklarda uyuşma başlayabilir.
Şaka bir yana bu deniz-derya kitabın içinde kayboldum. Bu kitabı başka bir arkadaşımın kafesine yeni tarifler bulmak için altüst ettiğimizde, bu tarifle karşılaştım. Hem cafe mutfağında hazırlanabilecek, hem de hafif ve lezzetli alternatifler arıyorduk. Kitapta, pek çok tarif var, hepsi resimli. Ancak kitap yabancı olunca, bazı malzemeleri bulmak zor oluyor. Bazı tarifler cafe mutfağına veya bizim ağız tadımıza uygun değil. Tarifleri de biraz bilenlere göre, pek detaya girmeden yazmışlar. Ama neyse ki, biraz hayal gücü, biraz tecrübe işi kotardım. Ah tabii, yüce google sayesinde başka sitelerden başka tarifler de karıştırdım. Sonuç ortaya çıktı.
Buyurunuz, ölçülüp biçilmiş, denenmiş tarife.
Malzemelerle başlayalım;
- 1kg ıspanak
- Ak ve sarıları ayrılmış 5 yumurta
- 3 yemek kaşığı yulaf kepeği
- 1 tutam karbonat
- tuz, karabiber, muskat
- rende mozzarella veya taze kaşar (bir bardak, ama parçalı kullanılacak)
- Hamuruna koymak için 1/4 paket süzme peynir (Sütaş Süzme kullandım)
- İçine sürmek için 1/2 paket labne (bir sonraki sefere daha aromatik olduğu için keçi peyniri deneyeceğim)
- 2-3 adet kırmızı biber turşusu renk versin diye (ilk denemede kullanmadım ama gerekir sanki)
İşin en can sıkıcı kısmı, tahmin edersiniz ki, ıspanakları hazırlamak. Uzun uzun yıkamak, çamurundan ayırmak lazım. Bir kilo ıspanağı yıkayıp ayıklamak biraz zaman alıyor tabii. Eh olacak o kadar, uğraştım biraz. Sonra ıspanak yapraklarını çok kabaca iri iri kesip, suları ile beraber teflon tencereye aldım. Harlı ateş üzerinde, ıspanaklar kendi sularını verip, çekene kadar pişirdim. Bütün ıspanağı 2 partide bu şekilde “soteledim” Yağ yok, ama tuz var. 🙂 Tencereye hiç yağ koymadım. Ama sotelerken üzerine tuz serptim.
Tencereden iyice bastırıp suyunu çektirerek aldığım ıspanakları, tel süzgeçe koydum. Burada soğudukları zaman, hepsini yine iyice sıktım, sanki çiğ köfte gibi parmak izlerim çıktı. Sonra tahta üzerinde ince ince kıydım.
Yumurta sarılarını hafifçe çırptım. İçinde süzme peyniri ezdim. Sonra bunu güzelce ıspanak, yulaf kepeği ile karıştırdım. Bu arada taze karabiber çektim, biraz da muskat rendeledim. Yarım bardak kadar rende kaşar da ekledim.
Diğer tarafta, yumurta aklarını bir tutam tuzla sert bir kar yaptım. Sonra da katlayarak bu karı hafif sulanmış olan ıspanaklı karışıma ekledim.
Şimdi, “Swiss Roll Tin” dedikleri bir tepsi çeşidi var. Sığ bir tepsi. Kim bilir ne zaman, bir yılbaşı hediyesi olarak geldi. Kurabiye pişirmek dışında şimdiye kadar gerçek amacı için kullanmadım. Bu sığ, minik tepsiyi yağlı kağıt ile kapladım, sonra da kesin emin olmak için zeytinyağı ile güzelce yağladım. Fırını 190 dereceye ısıttım. Sonra hamuru yağlı kağıda güzelce serip, kaşığın tersi ile düzledim ve bol bol rende mozzarella veya taze kaşar serptim. Sonra doğru fırına.
15 dakikada, peynirler eridi, kızardı, hamur da, dokunduğum zaman göçmeyecek kadar sertleşti. Fırından çıkardım…
Ekmek tahtasının üzerine yeni bir yağlı kağıt serip, tepsideki pişmiş hamuru bunun üzerine çevirdim. Henüz fırından çıkan yağlı kağıdı sökmeden, alttaki kağıdın da yardımı ile, dar kısmından başlayarak rulo yaptım. Sonra da üzerine bir mutfak bezi örttüm. Yavaş yavaş ılısın diye. Bu “hamur sıcakken rulo yapıp öyle soğutma” işini annemden öğrenmiştim. Bize muzlu rulo pasta yaparken, pandispanya daha sıcakken rulo yapardı. Bunun hamurun çatlamasını önlediğini söylerdi. O zamandan kulağımda kalmış.
Neyse, hamur biraz ılındığı zaman, dokunabilir duruma geldiğimiz zaman, hamuru açtım, Üstteki (yani pişerken altta olan) yağlı kağıdı yavaşça çektim. Hiç itiraz etmeden, ıspanaklı hamuru bırakıverdi. Hala ılık olan hamurun üzerine labne peyniri sürdüm. Kalınca bir katman olacak şekilde. Hamurun 3/4’üne gelecek kadar. Biraz da taze kaşar rendeledim. Ki bu bir hata oldu. Çünkü ilk sıcaklıkla eriyen kaşar, daha sonra keserken sertleşmişti. Yine ısıtınca sıkıntı yok, ama soğuk yerken sert kalıyor tabi.
Ben ilk denemede yapmadım, dolayısıyla fotolarda da yok, ama bir sonraki sefere içine kırmızı biber turşusu ekleyeceğim. Renk vermesi açısından süper olacak. Renk vermesi için domates de alternatif olabilirdi. Ancak daha sonra kesme aşamasında sıkıntı yaratabilir diye vazgeçtim.
Sonra, ıspanağı rulo yaptım, altındaki yağlı kağıt ile paketledim. Doğru buzdolabına. Şimdi tabii, ben bunu zamansız bir anda yaptığım için, buzdolabına koydum. Ama o anda sofraya getirip herkesi mest edebilirsiniz de. Neden olmasın. Bir artı olarak, buzdolabına girince, daha doğrusu buzdolabından çıkınca, iyice sertleştiği için, dilimlemesi kolay oldu. Sonra dilimlemiş hali ile ısıtıp ılık olarak servis yapabilirsiniz.
Evet, biraz uğraştırıyor, o ıspanak kısmı, ama sonuç mükemmel. Ispanakları donmuş alırsanız, yıkamakla aşamasından zaman kazanabilirsiniz. Hatta donukken doğrayığ sonra soteleyerek de zamandan ciddi tasarruf yapabilirsiniz. Ancak ben taze ıspanak ile yaptım. Donmuşu denemedim. Benden söylemesi.
Afiyet şeker olsun!
Merhaba,
Hiç pandispanya rulosu sarmadım, saranı da izlemedim fakat senden cesaretlenip daldım işe. Üstelik yılbaşı sofrası için!
Hiç de zor değilmiş. >Hazırlama tezgahından buzdolabına taşırken bir sendeledim ama kurtardım
: -)))
Donmuş ıspanak kullandım, seçenek olarak söylediğin kırmızı biberi de ekledim. Enfes oldu!
Tavsiye ederim, herkes cesaretle deneyebilir.
Teşekkürler
Ellerine sağlık! Denemene ve beğenmene sevindim.
Pelincim,
Sipanaklari bol ilik suda 20 dakika beklet sonra elinle camasir makinasi gibi calkala,iki uc dakika bekle camur dibe otursun, bunu iki kez yap suyu degistir bir kez daha hepsini yap, tek tek yikamaktan kurtulursun.
Bora’cım, bu da yeterince uzun oluyor gibi. Teker teker yıkamaktan kastim, her kökü kontrol etmek, ayıklamak vs. Ama santrifüj yapmak aklıma gelmemişti. Bunu da deneyeceğim.