Ayşe salatası

Image

Yazın en güzel tarafı, yemeklerin de soğuk çeşitlenmesi. Yani artık sıcak çorbalar, etli, kıymalı yemekler yok, ya da daha az diyelim. Alternatifleri buz gibi bir karpuz salatası yanında nefis bir patlıcanlı pilav, imam bayıldılar. Bütün yaz sebzeleri salata olmaya çok müsait. Patlıcanı saymıyorum bile, ama fasülyenin de illa domatesli, zeytinyağlısı olacak demek değil. Misal, ben genelde börülcenin salatasını yaparım. Buharda haşlayıp, sıcakken üzerine sarımsaklı, sirkeli zeytinyağı döker, sıkıca kapardım. Bütün sosu çekince de etin yanında harika bir yancı olur. Denemenizi tavsiye ederim.

Bu defa, börülce bulamadım, ayşekadınla yaptım. Ama biraz daha “zenginleştirdim”. Malum börülce daha halk ism, ama Ayşe Kadın! Tamam tamam, çalı daha sosyetik. 😀

Ayşeleri önce güzelce yıkadım, sonra ayıkladım. Ben bütün sebzeleri bıçak değdirmeden ÖNCE yıkıyorum. Sanki kesik yerlerinden vitaminleri kaçacakmış gibi geliyor bana. Komik miyim neyim? Ayıklanmış fasülyeleri irice doğradım. Şöyle 3’er parmak kadar ki, çatala kolay gelsin diye. Sonra da buharda güzelce haşladım. Eğer fasülyenin çok tazeyse, 10-15 dakika haşlamak yetiyor, yok olmadıysa, cinsine bağlı tabii, boncuk ayşe ise mesela, biraz daha gerekebilir. Dikkat edin de, kıtırlığı kaçmasın, hafif dişe gelsin.

Ayşe’ler pişerken, sosunu hazırlıyorum;

  • Zeytinyağı,
  • Limon
  • Azıcık hardal
  • 3-5 nane yaprağı
  • maydanoz
  • Tuz
  • 2 diş sarımsak çentilmiş,

Maydanoz ve naneleri incecik doğrayıp sosa ekliyorum. Diğer yerde, zenginleştirelim dedik ya,

Ayşe fasülye için badem ve susamı kavurdum
  • 1 avuç file badem
  • 2 yemek kaşığı susam

Bunları da güzelce kavuruyorum. Renkleri değişince, önce sosa, sonra da sosu sıcak buharı üzerindeki ayşeye ekliyorum. Yine klasik, “kapağını kapa, sosu çeksin” kuralı geçerli.

Ilınınca, servise hazırdır efendim. Buyurunuz hafif, mayhoş, alternatif salata!

Ayşe salata

Haşhaşlı-Portakallı Muffin

Image

Portakal severiz… Badem severiz… Haşhaşın o çıtırlığını severiz. E madem öyle hepsini bir edelim dedim.

Haşhaşlı portakallı kek

Daha önce, portakallı bademli unsuz kekimi minik muffin kaplarında yapmayı denemiş ve hüsrana uğramıştım. Kelepçeli kalıpta muhteşem olan kek, muffin kalıbını o kadar çok sevdi ki, kalıpları terk etmemek konusunda canı pahasına direndi. Gerisini siz anlayın artık 😉

Bu defa tarifle ince ince oynadım, bu defa becerdim. Kalıpla aralarındaki aşkı kökünden bitirdim. Nıhahahahahah. (Kötü Erol Taş gülüşü, rahmet istedi)

Portakal ve mandalina başta olmak üzere, bütün narenciyeleri ÇOK ama pek çok severim. Amma velakin, evde benden başka yiyen olmayınca, www.portakalbahcem.com dan özene bezene, ağzımın suyu akarak sipariş ettiğim mini klemantine mandalinalar, finike portakalları, hep yaşlanır. Meyve kutumda yine portakal-mandalina-mezarlığı oluşmaya yakın, dedim ben bunlardan ayrılamıyorum madem, o vakıt (rumeli şivesi ile yaşlılarımızın ruhuna gelsin bu da) bunları saklamanın bir yoluna bakayım. Hepsini kabuğuyla, bütün olarak haşladım. Ehi!

1 saat su içinde kaynadıktan sonra, portakalı, mandalinayı, ikiye böldüm, çekirdekleri temizledim, ve bir güzel blenderdan geçirdim. Şekersiz, hiç birşeysiz. Misssss gibi portakal koktu evim. Porsiyon porsiyon (1 cup kadar) böldüm, attım derin dondurucuya. Şimdi kek için, pastacı kreması için, biscotti için, çıkarıp çıkarıp kullanıyorum.  Hararetle tavsiye ederim.

Neyse, biz portakallı, bademli ve elbette haşhaşlı kekimize dönelim.

Devamı için tık / Press to read more

Portakallı bademli kek

Image

Bu ara portakallara taktım. Önce çikolatalısı, yok fırında tatlısı derken crumble’ı ve sonunda sıra keke geldi 😉 Doğruya doğru bu keki dört beş sene önce çok yapmıştım. Sonra bende modası geçti, unuttum, attım bir kenara. Şimdi yeniden tozlu sayfaları karıştırıp çıkardım ortaya. Eh glutensiz ve yağsız olunca da birden heyecan yarattı.

Bu ara glutensiz deyince akan sular duruyor. Yüzyıllardır yediğimiz içtiğimiz herşeyde olan gluten bir anda tu-kaka oldu. Tamam, bazılarımıza alerji yapıyor olabilir, hatta bebeklerde ciddi sorunlar çıkarabilir, ama gayet sağlıklı insanların tamamen glutensiz beslenmeye geçmesini anlayamıyorum. Herşeyden azıcık azıcık, düzenli beslenmek varken hayatından çıkarmak nesi?

Dışarıda yediklerimizin içinde ne var kontrol edemiyoruz tabii. Sonuçta bir dilim ekmek yedim, içindeki gluten nedir ki deseniz bile, yemeğin sosunda, salatanın içinde “gizlenmiş” daha da fazla gluten alıyoruz belki de. Günlük doz-aşımı oluyor. Hadi öyle olsun. 🙂

Buyurunuz hafif, ıslak, glutensiz ve yağsız ama buram buram portakal kokan, lezzetli mi lezzetli keke.

Devamı için tık / Press to read more

Florentine adedi 59 kalori.

Image

florentineİngiltere’den gelen bir arkadaşımız getirmiş. şöyle kocaman kocaman, avuç büyüklüğünde, mis gibi tereyağ kokulu, tam da benim sevdiğim gibi bol bademli. Yedik, bayıldık, sanki  Pelit’ten hiç yememişim gibi, nedense o anda karar verdik yapılır mı yapılır diye. Kısmet işte. 😀 Yapar mısın dediler, ben ha, florentine ha, bit-tabii  yaparım dedim. Ben mi ondan korkacağım, o benden korksun!

 

Dedim ama, elde tarif yok, tek yemekle de olmuyor ki, bir yere kadar. Oturdum, internet senin pinterest benim, bir dolu tarif okudum. Her biri birbirinden farklı, değişik tarifler. Türkiye’de bulabileceğimden emin olmadığım malzemeler vs, neyse seçtim seçtim, 3 tarife indirdim.

Hepsini denedim: Birisi çok cıvık oldu, birisi fazla kıtır oldu, sonunda aşağıdaki tarifte karar kıldım. Tabii kendi yorumumu da kattım. İşte bu kadar… Buyurun tarife..

Devamı için tık / Press to read more